1. LEXUS'U KEŞFET
  2. Lexus Life Style
  3. Mumbai Gezilecek Yerler & Seyahat Rehberi
Ne aramıştınız?
SAFFET EMRE TONGUÇ

Mumbai Gezilecek Yerler & Seyahat Rehberi

İstanbul gibi “Taşı toprağı altın” diye geçen bu şehirde kalabalık ve kaos ise başrollerde.

Hindistan’ın en kalabalık şehri Mumbai koşuşturan insanları, günlük hayattaki adrenalini ve yüksek binaları ile çoğu kişi tarafından New York ile karşılaştırılıyor. Burası ülkenin hem ticari hem eğlence hayatının başkenti, dünyada gün geçtikçe daha fazla insan tarafından sevilen ve izlenen Hint filmlerinin üretim merkezi Bollywood da Mumbai’de. Tarihin, sanatın ve zevkin yeryüzündeki tüm renklerle harmanlandığı, zenginliğin sefaletle iç içe olduğu bir geziye hazır olun. İstanbul gibi “Taşı toprağı altın” diye geçen bu şehirde kalabalık ve kaos ise başrollerde.

Bom Bahai’den Mumbai’ye

Maharashtra eyaletinin başkenti olan ve yedi adanın üzerine kurulmuş olan bu yerleşim eskiden “Bombay” diye biliniyordu. İnsanların antik çağlardan beri yaşadığı bölgede bulunan şehir 13. yüzyılda kurulmuş, 14. yüzyılda Müslümanların, 16. yüzyılın ilk yarısında ise Portekizlilerin eline geçmiş. Portekizliler egemenlikleri altına giren şehre “Güzel Körfez” anlamına gelen “Bom bahai” adını takmışlar. 1661 yılında şehri II. Charles ile evlenen Braganzalı Catherine’ye düğün hediyesi olarak alan İngilizler devreye girince isim “Bombay” olarak söylenmeye başlamış. İngilizler Bombay’ı İngiliz Doğu Hindistan Şirketi’ne kiralamış. Bu sayede şehrin limanı önem kazanmış. 19. yüzyıl başlarında yedi adanın birleştirilmesi şehir için bir dönüm noktası olmuş. Tüm bunlara ilave olarak Süveyş Kanalı’nın açılması ticaretin ve nüfusun patlamasına yol açmış. Bu da kaçınılmaz olarak büyük şehircilik sorunlarını getirmiş. Günümüzde 20 milyon civarındaki nüfusu ile dünyanın en büyük kentleri arasında yer alan Mumbai, ülkenin ticaret ve finans alanlarında lokomotifliği üstlenmiş durumda. Burası aynı zamanda bir kültür şehri, yılda 120 filmin çekildiği Bollywood adıyla tanınan Hint sinemasına ev sahipliği yapıyor. 1978’de inşa edilen 140 hektarlık bir alana yayılı Film City ise bu filmlere sahne oluyor. 1995 senesinde ismi değişen şehir sekiz kollu Tanrıça Mumba Devi’nin adaşı olmuş. Mumbai dabbawallah isimli yemek taşıyıcıları ile de ünlü. Bunlar her gün yüz binin üzerinde evden, sefertasları içinde aldıkları yemekleri öğle saatinde evin reisinin işyerine ulaştırıyor. Böylelikle insanlar öğleyin ev yemeği yeme lüksüne sahip oluyorlar. İşin enterasan tarafı dağıtımda ne aksama oluyor ne de gecikme.

Şehrin Yıldızları

Hindistan’ın Giriş Kapısı: Geçmişte Hindistan’a deniz yolu ile ulaşılır, limandan girilirmiş. “Giriş Kapısı” (Gateway of India) da limana verilen isim olarak o zamanlardan bugüne ulaşmış. Anıt şeklindeki kapı İngiltere Kralı V. George’un ülkeyi ziyareti şerefine İslam sanatı ve gotik mimari tarzlarının karışımı olarak 1911’de inşa edilmiş. İşin ilginç yanı kapı 1947 yılında kazandıkları bağımsızlık mücadelesinden sonra Hintlilerin İngilizlere kapıyı gösterdikleri yer olmuş. Kapının bulunduğu meydan halkın zaman geçirmekten büyük keyif aldığı bir yer. Görkemli anıt hemen arkasındaki Taj Mahal Oteli ile birlikte büyüleyici bir resim oluşturuyor. Etrafındaki The Royal Bombay Yacht Club da sömürgeci dönemin bu bölgedeki güzel eserlerinden. Mumbai’deki Victoria Tren İstasyonu ise İngilizlerin Hindistan’daki belki de en muhteşem yapısı. 1888’de inşa edilen istasyon UNESCO Dünya Kültürel Mirası listesinde yer alıyor ve günde iki milyondan fazla yolcu tarafından kullanılıyor.

Elephanta Adası: Mağaraların içine yapılmış tapınakları ve nefesleri kesen dev heykelleri ile gerçekten görülmeye değer. Hindistan’ın Giriş Kapısı’ndan sadece bir saatlik tekne yolculuğu ile ulaşabileceğiniz adaya ismi buradaki dev fil (Portekizce Elephanta) heykelini gören Portekizliler tarafından verilmiş. Siz heykeli göremeyeceksiniz çünkü buradan alınan eser Mumbai’deki Bhau Daji Lad Müzesi’nde sergilenmeye başlamış. Adanın büyüklüğü mevsime bağlı olarak gel gitler yüzünden değişiyor. Buraya vardığınızda tırmanmanız gereken merdivenler gözünüzü korkutmasın, çabalarınızın ödülü büyük. Bu ada bile UNESCO Dünya Kültürel Mirası listesinde yer alıyor ve Türkiye’deki onca önemli tarihi mekanın bu listede olmaması içimi acıtıyor. Tekne ile giderken her türlü hediyelik eşya satan seyyar satıcılar geziye renk katıyor.

St. John Kilisesi: Colaba Causeway isimli restoranlar ve dükkanların olduğu bölgede bulunan yapı 1843’deki Afgan Savaşı’nda ölen askerler için inşa edilmiş, bu yüzden Afgan Kilisesi olarak da biliniyor. Yapı gotik detayları ve harika vitrayları ile dikkat çekiyor. Denildiğine göre kilisenin anısına yapıldığı Afgan Savaşı’ndan sadece bir tek asker sağ olarak dönmüş, savaş hakkında bilinenlerse sadece o askerin anlattıklarıymış.

Prince of Wales Müzesi: İngiltere krallarının Hindistan’ı ziyaretleri ülkeye yaramış ve şehirde her seferinde bir eser yaratılmış. Bu bina daha sonraki yıllarda Kral V. George adıyla tahta çıkacak olan Galler Prensi’nin (Prince of Wales) ziyareti onuruna inşa edilmiş. Hem Hint hem de gotik tarzından izler taşıyan müzenin günümüzde adı “Chhatrapati Shivaji Maharaj Vastu Sangrahalaya” olarak değiştirilmiş ama kendinizi bu ismi söylemek için zorlamayın, Prince of Wales Müzesi dediğiniz zaman herkes anlıyor. Heykeller ve minyatürleriyle meşhur müzede sadece Hint sanatını değil, Uzak Doğu, Nepal ve Tibet eserlerini de görebilirsiniz. Doğa Tarihi Bölümünü rotanıza dahil etmenizi öneririm.

Marine Drive: Halkın akşamları sokak lambalarının ışıltısı nedeniyle “Kraliçenin Kolyesi” adını taktığı deniz kenarında harika bir yürüyüş yolu. Şehirde Nariman Point bölgesinden başlayan yol koşuşturmalı bir günün stresini atmak isteyenlerin başlıca uğrak yerlerinden biri. Yol sizi önce Chowpatty Plajına daha sonra da şehrin en zengin mahallelerinden biri olan Malabar Hill’e ulaştırıyor. Buradaki Oval Maidan ( Aynı Türkçe’deki gibi Oval Meydan) İngilizlerden yadigar kriketin oynandığı yer.

Chowpatty Beach (Plajı): Bir zamanlar şehrin en temiz plajıymış. Bugünse ne yazık ki durum tersine dönmüş ve denize girilmesi imkansız hale gelmiş. Ama yine de Chowpatty Plajı hem gündüz hem de gece insanların keyif yaptığı bir yer. Gündüz insanlar güneşin, kumun ve manzaranın tadını çıkarırken, akşam burası tam bir eğlence yerine daha doğru bir ifadeyle turistlerin hayalindeki Hindistan resmine dönüşüyor; dilenciler, cambazlar, satıcılar, yoga gösterileri, bakılan fallar... Eğer Mumbai yolculuğunuz Temmuz ayına denk gelirse Chowpatty Plajı’nda düzenlenen dev, rengarenk maketlerin gösterisine dönüşen Ganesh Chaturti Festivali’ni izlemenizi öneririm.

Jain Tapınağı: Jainizm M.Ö. 500’lü yıllarda Hindistan’da ortaya çıkmış, uzun bir süre ülkeyi etkilemiş bir din. Bugün tüm canlıların eşit olduğunu düşünen, şiddete karşı çıkan ve çile çekerek insanın olgunlaşacağını savunan bu dine inananların sayısı azalsa da Hindistan kültüründe hala önemli bir yer tutuyor. Jain dinine ait bu tapınak 20. yüzyılın ilk yıllarında inşa edilmiş. Mermer döşeli, aynalarla ve duvarlarında bu dinin mensuplarına ait resimlerle süslenmiş görkemli bir yapı sizi bekliyor. Jainizme göre insanların çıplak dolaşması ve ağızlarına da maske takması (gece uyurken yanlışlıkla bir sinek ağızlarına kaçar ve hayvanın ölümüne sebep olurlar kaygısıyla) gerekiyor.

Malabar Hill (Malabar Tepesi): Şehrin en zengin, en sosyetik mahallesindesiniz. Burası, şehri ziyaret edenler için, Walkeshwar Tapınağı’nın bulunduğu yer olması açısından da önemli. Tapınak aynı zamanda M.S. 12. yüzyılda yapılan Banganka Su Tankı’na da ev sahipliği yapıyor. Halk, su tankının bundan binlerce yıl önce yorulan ve su arayan Tanrı Ram’ın suyu bulduğu yere yapıldığına inanıyor. Efsaneye göre Ram’ın kardeşi Lakshmana okunu fırlatmış ve okun düştüğü yerde Ganj Nehri’nden bir kol oluşmuş. Banganka Tankı da (Ganga : Ganj Nehri, baan : ok) adını bu olaydan almış. Malabar Tepesi’de bulunan Asma Bahçeleri şehrin botanik bahçesi açığını da kapıyor. Olağanüstü manzarası da buraya gelmek için bir diğer neden.

Sükunet Kulesi: İslamiyetin İran’a gelişinin ardından Zerdüştlerin bir kısmı Hindistan’a göç etmiş. Zerdüşt inancına göre yapılan bu kuleye akbabaların yemeleri için ölenlerin naaşları bırakılıyor. Bugün iş ve finans dünyasında Parsi (Farsi) denilen Zerdüşt aileler de var. Yaptıkları işler soyadlarına da yansımış. Avukat olanlar Vakil’i (Bizdeki vekil) tercih etmişler. Tata araçlarının ve Taj otellerinin sahibi olan Tata ailesi, orkestra şefi Zubin Mehta ülkedeki az sayıda bulunan Zerdüştlerden. Kule halka kapalı.

Mahalaxmi Tapınağı : Hindistan’da zenginlik tanrıçası Laxmi (Lakshmi olarak da geçiyor) ama onun işi sadece maddi zenginlikle değil. Mahalaxmi aynı zamanda ruh ve beyin zenginliği ile de ilgileniyor. Mumbai şehrinin simgelerinden biri olan bu tapınak tanrıçaya inanan bir müteahhit tarafından 18. yüzyılda inşa edilmiş. Bulunduğu yerdeki sahil sürekli dalgaların kurbanı oluyormuş. Tapınağı inşa ederlerse sahil yolunu da dalgalardan koruyacaklarına inanmışlar ve gerçekten de o günden sonra yola bir şey olmamış. Tapınak Bhulabhi Desai Yolu üzerinde.

Hacı Ali Türbesi: Kimilerinin Hacı Ali Camii de dediği yapı Arap Denizi’nin ortasında kocaman, beyaz bir mücevher edasıyla durup ziyaretçilerini büyülüyor. Türbe Mekke’ye hacca gittikten sonra dünyevi zenginliklerden vazgeçen bir tüccar olan Hacı Ali Şah Buhari için 15. yüzyılda, camisi de 1940’da yaptırılmış. Hintlilerin ziyaret etmekten hoşlandığı mekanlar arasında yeralan türbenin etrafı dilencilerin de mekanı haline gelmiş.

Dobi Ghat: Filmlerden tanıdık gelen, şehrin çamaşırhanesi olarak kabul edilen Dobi Ghat’ı görmeden Mumbai’yi gördüm demek imkansız. Hacı Ali Türbesi’nden yürüme mesafesinde olan Dobi Ghat belki de dünyanın en büyük ve en organize olmuş işyeri. Şehirde bulunan tüm çamaşır yıkama şirketleri kendilerine gelen giysileri işaretledikten sonra buraya gönderiyorlar. Mumbai’nin büyüklüğü düşünüldüğünde yıkama, kurutma ve ütüleme işlemlerinin karışmadan yapılması insanda gerçekleşen bir mucizeyi izliyormuş duygusu yaratıyor.

Mani Bhavan Ghandi Müzesi: Direnişi şiddete başvurmadan gerçekleştiren ve dünyanın en önemli liderlerinden olan Mahatma (Yüce Ruh anlamına gelen bu sıfat kendisine sonradan verilmiş) Ghandi’nin bir dönem yaşadığı bu ev onun hayatından kesitler yansıtacak şekilde dekore edilmiş. August Kranti meydanına gittiğinizde müzeyi ziyaret etmeden dönmeyin, ancak tavsiyem ziyaretinizi sabah saatlerine denk getirmeniz.

Victoria Bahçeleri: Bahçede şehrin tarihine ait pek çok eserin sergilendiği bir müze ile bir de hayvanat bahçesi var. Burası aynı zamanda yorgun gezginlerin soluklandığı ve yeşilin keyfini sürdüğü bir yer. Victoria Bahçeleri’nin günümüzdeki adı “Cicamata Udyan”.

Yeme İçme

Inter Continental Mumbai Marine Drive Hotel şehirde keyifle kalabileceğiniz otellerden biri. Burada konaklamasanız bile harika bir manzarayı anılarınıza katmak için çatıdaki barı öneririm (www.mumbai.intercontinental.com).

Bir içkiyle beraber gecenin keyfini sürmek isteyenlerin genellikle gittiği yerlerden biri Blue Frog gece kulübü (www.bluefrog.co.in ).

Aslında şehirde tüm gece kulüpleri ve barlar saat 01.00 itibariyle kapanıyor. Ancak bir istisna var; Leela Kempinski Hotel’in lüks ve gösterişli gece kulübü Bling (91-22-6691-1234; 91-22-6691-1338) sabaha kadar açık.

Hindistan’a gelip de “ne yesem” diye sorulmaz elbette. Dünyaca meşhur Hint mutfağı sizi bekliyor. Dini inançlarından dolayı kırmızı etin az tüketildiği, ağırlıklı olarak tavuğun kullanıldığı yemekler için dikkatli olun; alışık olmadığınız tatlar ve baharat karışımları sindirim sisteminizde sorunlara neden olup yolculuğunuzu tatsız bir anıya dönüştürmesin. Tavuk etinin dışında deniz ürünleri ve pirinç de yemeklerin temel yapı taşları arasında. Tatlılarda hindistancevizi sıkça kullanılan bir malzeme.

Deniz ürünlerinden hoşlananlar The Koli Restaurantı listelerine alsınlar. Şehrin Kala Ghoda bölgesindeki restorana 91-22-2261-4991 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.

Ağzının tadını bilenler için önerilebilecek bir diğer restoran ise Britannia (91-22-2261-5264). Hem Hint hem de İran mutfağından örnekleri ya da her ikisinin karışımı ile oluşturulmuş yemekleri tatmak isteyenler için ideal bir yer.

“Kebap pide ve benzeri yemekleri bir de Hindistan’da tatmak istiyorum” diyenlerdenseniz Taj Mahal Hotel’in hemen arkasındaki Bademiya’yı (91-99-6711-4183) deneyin. Akşamın ilk saatlerinden sabahın ilk ışıklarına kadar açık olan mekan ucuz ama taze ve temiz ürünler sunmasıyla ünlü. Alkol servisinin olmadığı Bademiya’daki yemekler oldukça tanıdık gelecek.

Alışveriş

Alış veriş meraklısı iseniz bir cennete düştünüz demektir, değilseniz bile sevdiklerinize hediye etmek için bundan daha fazla çeşidi olan bir yer bulamazsınız. Seçimleriniz için büyük alış veriş merkezlerinden sokak satıcılarına kadar farklı satış noktalarından yararlanmanız mümkün. Ancak nerede olursa olsun pazarlık yapmanın buradaki alış veriş kültürünün önemli bir parçası olduğunu aklınızın bir köşesinde tutun. İşin en zor yanı ise antikalar, el işlemeleri, takılar, ipek ve pamuklu kumaşlar ve daha birçok çeşit arasından seçim yapabilmek.

Sanatla ilgilenenlere birkaç öneri; çeşitli antikaları makul fiyatlara bulabileceğiniz “Thieves’ Market” ve şehrin en şık muhitlerinden biri olan Kala Ghoda’da (VII. Edward’ın atlı bir heykeli varmış, onun için Kara At demek) bulunan Fort Mahallesi keşfetmekten keyif alabileceğiniz yerler. Fort’a gelmişken buradaki sanat galerilerini ziyaret edebilir, en ünlülerinden biri olan Jehangir’de (91-22-2204-8212) kahvenizi yudumlayarak almak istediklerinize karar verebilirsiniz.

Oteller

Four Seasons Hotel: Hizmet kalitesi yanında nefes kesen manzarasıyla da misafirlerde hoş bir anı bırakıyor (91-22-2481-8000; www.fourseasons.com/mumbai ).

Taj Mahal Palace Hotel: Bir Hindistan klasiği. Güzelliği ve konforu bir arada barındıran otel, misafirlerinin kendisini bir Hint prensi veya prensesi gibi hissetmesi için elinden geleni yapıyor (91-22-6665-3366). Otelin hikayesi ilginç. İran kökenli Jamshedji Tata isimli işadamı Watsons Hotel’in girişinde yazan “Sadece beyazlar girebilir” yazısına kızıp bu görkemli oteli inşa ettirmiş. Geçtiğimiz yıllarda bu otelde kalmıştım, birkaç ay sonra teröristler oteli basıp misafirleri rehin almıştı ve çok sayıda da insan hayatını kaybetmişti.

Trident Nariman Point: Genellikle işadamlarının gereksinimlerine yönelik olarak tasarlanmış otel diğerleri ile kıyaslandığında bütçeleri daha az zorluyor. Marine Drive’da bulunması ise ulaşım kolaylığı sağlıyor (91-22-6632-4343; www.tridenthotels.com ).

Ascot Hotel : Bir cep dostu otel daha. Odaları ferah ve temiz (91-22-6638-5566; www.ascothotel.com )

Mumbai’de çok lezzetli yemekleri çok makul fiyatlara bulabilirsiniz. Buna karşın şehirde çok fazla otel olmadığı için konaklama bedelleri cep yakan cinsten olabiliyor.

Pratik Bilgiler

Ülkenin telefon kodu: 91, Mumbai’nin kodu: 22. Mumbai Türkiye’den 3,5 saat ileride. Ülkenin para birimi ise Rupi (INR) ve 1 TL yaklaşık 28 Rupi.

Hindistan Türk vatandaşlarından vize talep ediyor. Vize başvurularınızı Ankara’da bulunan Hindistan Büyükelçiliği’ne (312- 438 21 95-98) ya da İstanbul’daki Başkonsolosluğa (212 2962131 – 32) yapabilirsiniz. Mumbai’deki Türk Büyükelçiği’ne ulaşmak için 0091 22 22040365 / 66 numaralı telefonu veya http://mumbai.bk.mfa.gov.tr internet adresini kullanabilirsiniz.

Ulaşım

Şehirde rahatlıkla taksi kullanabilirsiniz, hem her yerde bulmanız mümkün hem de pahalı değil. Şehirde gezerken profesyonel yardım almak isterseniz Reality Tours and Travel’ı arayabilirsiniz (91-98-2082-2253; www.realitytoursandtravel.com ).

Saffet Emre Tonguç

Saffet Emre Tonguç, tarihçi, seyahat yazarı ve profesyonel rehber. Boğaziçi Üniversitesi’nin Turizm ve Otel Yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ile Osmanlı Sosyal Tarihi yüksek lisans bölümlerinden mezun oldu. Viyana Ekonomi Üniversitesi’nde işletme üzerine doktora çalışması yaptı.